Daha fazla hava durumu tahmini: 15 gunluk hava durumu

SGK Prim Desteği %4’ten %2’ye Düşerse Kim Kazanır, Kim Kaybeder?14 Ekim 2025 - 20:59, Salı


Ayşe İşçi

Hükûmetin hazırlıklarını sürdürdüğü yeni ekonomi paketinde, özel sektör işverenlerine  sağlanan 4 puanlık SGK prim desteğinin 2 puana düşürülmesi planlanıyor. Hâlihazırda 7538 sayılı Kanun kapsamında imalat sektöründeki işverenler, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primlerinin işveren hissesi üzerinden 5 puanlık indirim avantajından yararlanıyor. Ancak bu düzenleme 2026 yılıyla sınırlı. Cumhurbaşkanı kararıyla 2027 sonuna kadar uzatılmazsa indirim 4 puana inecek, yeni ekonomi paketindeki düzenleme ise bu desteği 2 puana kadar azaltmayı öngörüyor. Bu değişiklik, hem işverenleri hem çalışanları doğrudan ilgilendiriyor. Gelin birlikte bu adımın sahadaki yansımalarına bakalım.

 İşveren  Açısından Maliyetler Artıyor ve Olası Etkileri;

Öncelikle, özel sektör işverenleri açısından bu karar doğrudan işgücü maliyetinin yükselmesi anlamına geliyor.

Bugüne kadar malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primlerinde sağlanan 4 puanlık indirim, işletmelerin rekabet gücünü destekleyen sessiz bir teşvikti. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için SGK prim desteği; istihdamı koruma, kayıt dışılığı azaltma ve nakit akışını yönetme açısından büyük bir önem taşıyordu.

Bu desteğin 2 puana düşmesi, üretim işletmeleri ve hizmet sektöründeki küçük işletmeler için ciddi bir yük oluşturabilir.

Zira enerji, hammadde ve finansman maliyetlerinin yükseldiği bir dönemde, SGK prim teşviklerinin azalması istihdamı korumayı zorlaştırabilir.Yani prim yükünün artmasıyla beraber; işverenler mevcut çalışan sayısını korumakta zorlanabilir, ücret artışları baskılanabilir, yeni yatırımlar ertelenebilir veya kayıt dışı çalışan eğilimi yeniden artış gösterebilir.

Kısacası, maliyet artışı üretim maliyetlerine yansırken , oradan da enflasyona yansıyarak bir zincirleme etki yaratacaktır.

Çalışanlar Açısından Dolaylı ve Psikolojik  Etkileri ise;

İşveren üzerindeki maliyet artışı, doğrudan çalışanı da etkileyecektir.İşten çıkarmalar veya yeni alımların durması, işsizlik oranının artması,tasarruf eğilimiyle, fazla mesai, prim veya yan haklarda azalmalar yaşanabilmesi,Ücret artışlarının enflasyon karşısında daha zayıf kalması söz konusudur.

Kayıt dışı istihdamın artması durumunda ise çalışanlar sigorta güvencesinden mahrum kalabilir; emeklilik ve sosyal hak kayıpları derinleşebilir.İşte tüm bu sonuçların çalışanlara hiçte olumlu olmayan psikolojik geri dönüşleri olacaktır. Bir taraftan işsiz kalma korkusu yaşarken diğer taraftan çalışsa dahi emeğinin karşılığını tam olarak alamayacak olması ve yıllardır süren enflastyonist bir ortamda ayakta kalabilme mücadelesi hiçte küçümsenmeyecek derecede çalışanlar üzerinde etki yaratmaktadır.

İlk bakışta doğrudan çalışan açısından bir kayıp görünmüyor olabilir; zira bu indirim işveren payına ait.

Ancak işveren üzerindeki yükün artması, ücret artışlarını yavaşlatabilir, ikramiye ve primlerin azaltılmasına veya kayıt dışı istihdamın yeniden artışına neden olabilir.

Özellikle düşük ücretli işlerde çalışanların bu tabloyu dolaylı olarak hissedeceği öngörebiliriz.

Makroekonomik Dengeye Etkisi Açısından Ele Aldığımızda;

Kısa vadede devletin bütçe gelirleri artabilir. Ancak bu, dolaylı bir vergi yüküne dönüşerek piyasa daralmasına yol açabilir.

İşverenin üzerindeki yük artışı; Üretim hacmini düşürebilir,Rekabet gücünü zayıflatabilir,İhracat kapasitesini sınırlayabilir.

Bu tablo uzun vadede devletin SGK prim gelirlerini artırmak yerine, istihdam azalması nedeniyle gelir tabanını daraltabilir.

 Devletin Gerekçesi ise Bütçe Disiplini!

Bu adımın arkasında kamu maliyesinde gelir artırıcı bir yaklaşım olduğu açık bir şekilde ortada.Sosyal güvenlik sisteminde artan açıklar, bütçedeki harcama baskısı ve emeklilik fonlarındaki dengesizlikler hükümeti bu tür daraltıcı önlemlere yöneltiyor.Ancak kısa vadede bütçeye nefes aldırsa da, uzun vadede istihdamı azaltması halinde vergi ve prim gelirlerinde düşüş yaratma riski de bulunuyor.Artan SGK maliyetlerinin yanı sıra primlerin tahsil kabiliyetinin düşme riski göz ardı edilmemesi gereken konulardan birisi.

Peki Dengeli Bir Yol Mümkün mü?

Belki de çözüm, teşvikleri tamamen kısmak yerine sektörel bazda yeniden yapılandırmaktan geçiyordur.İstihdam yaratma potansiyeli yüksek sektörlerde indirim oranı korunabilir, düşük istihdamlı veya yüksek kârlı sektörlerde kademeli azaltma uygulanabilir.Böylece hem mali disiplin sağlanır hem de üretim ve istihdam üzerindeki baskı hafifletilir.Ekonomi yönetiminin bütçe disiplinini sağlama hedefi anlaşılabilir. Ancak üretimin ve istihdamın yükünü artırmadan bunu yapmak gerekir.Örneğin;

Prim desteği, sektörel verimliliğe ve istihdam performansına göre kademeli hale getirilebilir.İstihdam taahhüdü veren işletmelere destekler korunabilir.Kayıt dışılıkla mücadele eden işletmelere ilave prim indirimi sağlanabilir. Örnekleri çoğaltabiliriz tabiki…

Bu sayede hem bütçe dengesi korunur hem de reel sektörün omurgası olan işletmelerin nefesi kesilmemiş olur.

Sonuç olarak değerlendirecek olursak;

Ekonominin bel kemiği olan özel sektörün üzerindeki yükün artması, zincirleme biçimde çalışanlara ve piyasaya yansıyacaktır.

Bu nedenle alınacak kararın sadece bütçe rakamlarına değil, sahadaki işletmelerin nefesine göre şekillendirilmesi büyük önem taşıyor.

Sigorta prim desteğinin 4 puandan 2 puana düşürülmesi, kısa vadede kamu maliyesine katkı sağlayabilir; ancak uzun vadede üretim, istihdam ve sosyal güvenlik dengelerinde kırılmalara yol açabilir.Prim tahsil kabiliyetini zora sokabilir. Dolayısıyla ödenemeyen vergi ve SGk primleri karşısında işletmelerin fiziki varlıklarını devam ettirebilmesi zora girmesi sebebiyle işletme kapanışları gümdeme gelecektir. Kapanan işletmeler sebebiyle üretim azalmış, işsizlik artmış, enflasyonun da etkisiyle psikoljisi bozulan insanlar ve tabloya baktığımzda mutsuz umutsuz bir ülke profili çizer.

Ekonomik reformu, yalnızca rakamlarla değil, insanla ve üretimle birlikte düşünülmeli ve ona göre teşvik oran azaltılması yerine aksine teşvikleri artırarak ülke ekonomisine ve üretimine mutlu çalışan sayısının kazandırılması kanaatindeyiz…

 

YASAL UYARI:Haber portalımız 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na uygun olarak yayınlanmaktadır Yayınlanan fotoğrafların yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, önceden yazılı izin gerektirir. Portalımızda yayınlanan haberler ise, kaynak gösterilmek ve portalımızın ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.

Çok Okunanlar

  1. Bugün
  2. Dün
  3. Bu Hafta
  4. Bu Ay

E-Posta Listesi

Adınız E-Postanız